Nöropsikiyatrik bir hastalık olarak karşınıza çıkan Tourette Sendromu; istemsiz bir şekilde ortaya çıkan ve çoklu motor hareketleriyle beraber bir ya da birden fazla sesle karakterize olan tik bozukluğu olarak bilinir. Bu hastalığın adı, 1885 yılında hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada sendromu tanımlayan Gilles de la Tourette'ten gelir.
Tik bozuklukları, ani şekilde kontrol altına alınamayan türden tekrar eden sesler çıkarma ya da hareketlerde bulunma gibi davranışlara neden olan nörolojik bir bozukluktur. Daha çok genetik nedenlerden kaynaklı ortaya çıkan tik bozuklularında dokunma, göz kırma ve burun çekme gibi hareketlerin yanı sıra bağırma ve boğaz temizleme gibi tikler daha sık görülür. Özellikle 10'lu yaşlardan sonra daha şiddetli seyreden tik bozukluğu, çoğu vakanda 20 yaşından sonra azalma gösterir.
Torurette sendromu; basit şekilde ifade edilmesi gerektiğinde istemsiz tiklerle karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Tik ismi verilen, üzerinde kontrol olmayan, tekrar eden ve ani şekilde istenmeyen sesler ve hareketlere neden olur. Bu tikler omuz silkme, göz kırpma gibi motor tikler ve farklı sesler çıkarılması gibi tekrar eden vokal tikleri de içine alır.
Tik bozuklukları bakteriyel bir enfeksiyon, beyin kimyasallarının metabolizma üzerindeki anormallikle ve genetik etkenlerden kaynaklı genel olarak 5-9 yaş aralığında başlar ve erkek çocuklarında daha fazla görülür. Tourette sendromu genetik bir hastalık olduğundan, bu hastalığa neden olan gen değişikliğinin anne-babadan çocuğa geçtiği ya da bu gen değişikliğinin anne karnındayken ortaya çıktığı söylenebilir. Aynı zamanda Tourette sendromu olan hastalarda bazı beyin bölgelerinde dopaminle alakalı sinir ağlarında farklılıklar gözlenmiştir.
Tourette sendromunun sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber, bu sorun beyindeki dopamin ve serotonin de dâhil olmak üzere sinir uyarılarını iletken kimyasalların düzensiz hareketlerinden kaynaklandığı düşünülür. Kalıtsal bir hastalık olan Tourette sendromuna genetik yatkınlığın bulunması da nedenlerden biri olarak görülür.
Cinsiyet ve aile geçmişi, tik bozukluklarında aktif rol oynar. Risk faktörü olarak bilinen cinsiyet erkeklerde kadınlara göre neredeyse 4 kat daha fazla görülme potansiyeline sahiptir. Genetik yatkınlıktan kaynaklı ailede bir tik bozukluğu söz konusu olduğunda, kişide toruette sendromu daha yaygın gelişim gösterebilir.
Tourette sendromu olan kişilerde tik isteğinin öncesinde bir dürtü söz konusu olur. Uyarıcı olarak nitelendirilen bu dürtüler, ancak dürtüsü yaklaşan tiki gerçekleştirdikten sonra durabilir. İlk belirtiler boyun ve baş bölgesinde ortaya çıkan motor tikler olan tourette sendromunun belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Tourette sendromu ile beraber yaygın şekilde gözlenen bazı bozukluklar şu şekildedir:
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB): Konsantrasyon, dürtüsellik ve hiperaktivite ile ilgili sorunlar,
Obsesif kompulsif bozukluk ya da davranışlar (OKB): Kişiye davranışlarını tekrar tekrar ve belli bir şekilde yapma ihtiyacı hissettiren tekrarlayıcı, istenmeyen fikir, düşünce ve duyumlardır. Tekrar eden bu davranışlar arasında bir şeyleri kontrol etme, elleri yıkama ve temizlik vardır. Bu durumlar günlük hayat kalitesini düşürebilir,
Anksiyete: Belirsiz bir sonu olabilecek durum ya da olaylar hakkında huzursuzluk, korku ve endişe hissetmek,
Zekâ ile alakalı olmayan yazma, okuma ve aritmetik problemleri gibi öğrenme zorlukları.
Tourette sendromunda ön plana çıkan tikler kendi içerisinde 2 türe ayrılır. Bunlar vokal ve motor tikleridir:
Motor tikler: Motor tikler vücudun hareketleri olarak karşınıza çıkar. Motor tiklerin örnekleri arasında omuz silkme, başı ya da bir kolu sallama, göz kırpma gibi hareketler yer alır,
Vokal tikler: Vokal tikler ise bir kişinin sesiyle yaptığı tiklerdir. Vokal tiklerin örnekleri arasında ise boğazı temizleme, mırıldanma ya da cümleyi bağırma sayılabilir.
Tikler, etkilenen kas grubuna bağlı olarak basit tikler ve karmaşık tikler olarak iki gruba ayrılır. Bunlar şu şekildedir:
Basit tikler: Tek bir kas grubunun hareketi ile olan tikler basit tik olarak isimlendirilir. Göz kısmak ya da bir şeyleri sürekli olarak koklamak basit tiklere örnek verilebilir,
Karmaşık tikler: Birden fazla kas grubunun ya da vücut parçasının bulunduğu, bir dizi hareket gibi gözlenen tiklerdir. Bir kolu çekerken başı sürekli sallamak ve sonrasında yukarı zıplamak için karışık tiklere örnek verilebilir.
Tik bozukluğunun teşhisi için bu tiklerin en az bir yıl boyunca sürekli devam ediyor olması, hastalık tanısı için dikkate alınan bulgulardan biri olup, tiklerin nedeninin başka bir rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ve elektroensefalografi (EEG) çekilmesi gerekir.
DSM-5 kriterlerine bağlı olarak tourette sendromu tanısı konulabilmesi için birden fazla omuz silkme, göz kırpma gibi motor tik ve ses tiklerinin olması ve bunların en az 1 yıl boyunca devam edebilmesi gerekir.
Tik bozuklukları, çocuğun sosyal ortamlarda alay konusu olmasına ya da dışlanmasına neden olabilir. Bu durum ise çocuğun özgüvenini doğrudan etkiler ve çocuk üzerinde bir stres yaratır. Dışlanma ya da alay edilme durumuna maruz kalan çocuğun tiklerinin şiddeti ve sıklığı artabilir. Bu durumda ise çocuğun arkadaş edinmesini, sosyalleşmesini, sosyal uyumunu olumsuz etkiler. Çocuğun sosyalleşmesi, olumlu sosyal ilişkiler kurma konusunda destek olunması son derece önemlidir.
Tik bozuklukları hem geçici hem de kalıcı olabildiğinde, çocuklarda fark edilen tik bozuklukları eğer 1 yıldan daha fazla sürerse kronik bir tik bozukluğu durumunda bahsetmek mümkün olabilir. Geçici tik bozuklukları genel olarak 5-9 yaş arasında fark edilirken, okul döneminde çocukların %24'lük kısmında geçici tik bozukluğu durumuna çok sık rastlanır. Bu gruptaki geçici tik bozuklukları basit tik olarak isimlendirilir. Ancak çocuktaki tik 1 yıldan fazla sürerse, bu durumda uzun süreli bir tik bozukluğu sorunu söz konusudur. Bu durum en kısa süre içerisinde terapilerle kontrol altına alınmalıdır. Aksi takdirde çocuk büyüdüğünde bu sorunu yok etmek çok daha zor olacaktır.
Tik bozuklukları; çocuğun benlik saygısında düşme yaşanmasına, okul ve aile hayatında bozulmaya ve uyum sorunlarına neden olabilir. Bu durumun seyri genel olarak iyi bir gidişat gösterir. Kronik tik bozukluğu, yetersiz aile desteği ile gidişatın daha kötü olmasına neden olabilir.
Çocuk tiklerini belli başlı durumlarda ve ortamlarda gösteriyorsa, bunun en önemli nedenlerinin mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Anne ve babanın kaygısından kaynaklı çocuğun davranışlarını kontrol altında tutmaya çalışması sonucunda açığa çıkan gerginlik, çocuğun tiklerinin daha fazla olmasına neden olur. Bu durumda ise aile ve çevre tarafından yapılan uyarılar, cezalandırmalar çocuğu duygusal ve fiziksel bir yük altına sokarak tikin devam etmesine ya da yeni tiklerin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Tiklerin yok edilmesi sürecinde aile, öğretmen ve tedavi ekibinin işbirliği içerisinde hareket etmesi çok önemlidir. Anne, baba ve öğretmenin bu noktada çocuğa destek olması, çocuğun tiklerinin istemli olmadığını kabul etmesi gerekir. Bu yüzden çocuğa sevildiğini hissettirerek, olumlu bir benlik algısı ve kendine güven duygusunun geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Tedavi sürecinde çocuğun benlik saygısının artırılması, aile içi ilişkilerinin iyileştirilmeye çalışılması ve stresin mümkün olduğunca azaltılması çok önemlidir. Eğer söz konusu tikler kronikleşti ise ilaç tedavisinin de sürece dâhil olması gerekebilir.
Tourette sendromunda direkt olarak uygulanabilen bir tedavi olmamasının yanı sıra, tikleri yönetmeye yardımcı olabilecek tedaviler söz konusudur. Tourette sendromu olan birçok kişide günlük hayatın önüne geçmeyen tikler vardır. Bu yüzden herhangi bir ek tedaviye ihtiyaç duyulmaz.
Ancak tikler kişiye ve bu kişinin günlük hayatına zarar verebilecek boyutta ise kullanılabilecek davranışsal tedavi ve ilaç tedavisi mevcuttur. Tourette sendromunun tedavi sürecinde hastalıkla alakalı çocuğa ve ailesine bilgi vermek, çocuğa ne şekilde davranılması gerektiği konusunda eğitim vermek, davranışçı önerilerde bulunmak ve tiklerin şiddetli olduğu, çocuğun okul ve sosyal hayatından belirgin zorluklara yol açtığı durumlarda ilaç tedavisinin kullanılması şarttır.
Davranışsal terapilerde bu alışkanlığı tersine çevirmek için tik bozukluğunu tetikleyen dürtüyü çözmeye yönelik eğitimler söz konusudur. Bir diğer, ise tiki yapmadan dürtü geçene kadar bu dürtüyü tolere etmeyi sağlayan tepkiyi önlememek gerekir.
Zehra Babadağı, söz konusu tik bozukluğu olduğunda üst düzey kalite standartlarında hizmet anlayışı ile bu durumun üstesinden gelmenize yardımcı olacak tedavi yöntemlerini hayata geçiren nitelikli bir kurumdur. Güven ve kalite odaklı hizmet sistemi ile her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam eden Zehra Babadağı ile tanışmak için hemen web sitemizi ziyaret edebilir ve alanında uzman ekibimizle irtibat kurabilirsiniz. Zehra Babadağı; tecrübenin tek adresi olmaya devam ediyor.