Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB); çocuklarda aşırı hareketli olmaya, odaklanamamaya, düşünmeden hareket etmeye ve dürtüsel davranışlar sergilemeye neden olan nöro psikiyatrik bir bozukluk olarak karşınıza çıkar. Çocuklarda çok daha yaygın görülen bir bozukluk olsa da yetişkinlerde de bu bozukluk görülebilir. Genel olarak ilaç tedavisi ve konuşma terapisi yöntemleriyle kontrol atlına alınabilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, nöro gelişimsel bir bozukluk olarak çocuklarda hiperaktif hareketler, odaklanamama, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve dürtüsel davranış şekilleri olarak kendini gösteren bir durumdur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireylerde, beynin sosyal muhakeme ve dikkati kontrol altında tutan bölgeleri zayıftır. Bu durum daha çok çocuklarda görülse bile, tüm bir yaşama yayılabilir.
ADHD; Attention-deficit and hyperactivity disorder kelimelerinin kısaltılması olarak bilinir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite anlamına gelen ADHD, özellikle çocukluk döneminde çok sık karşılaşılan nörodavranışsal bir bozukluktur. Bu bireyler dikkat etme konusunda zorluk, dürtüsellik ve hiperaktivite ile karakterizedir.
Genetik yakınlıklardan kaynaklı ortaya çıktığı düşünülen DEHB'nin nedeni hala tam olarak konulamamış olsa bile, DEHBi bulunan kişilerde yapılan kontroller sonucunda bazı ortak noktalar keşfedilmiştir. Bunlar; büyük birçoğunda beyinde bir tür kimyasal dopamin seviyesinin düşük olması ve sosyal muhakemeyi kontrol eden beynin ilgili bölümünün diğer alanlarla kıyaslandığında çok daha zayıf çalıştığıdır.
Bu konuda yapılan başka bir araştırmaya göre, beyinde oluşan yapısal farklılıklardan kaynaklı DEHB'i bulunan kişilerde daha az gri madde hacmi fark edilmiştir. Bu gri madde kişinin otokontrol, konuşma, karar verme ve kas kontrolü fonksiyonlarında son derece etkilidir.
Özellikle erkek çocuklarında daha yaygın olan bu hiperaktivite sorununun oluşmasında; psikolojik, biyolojik, sosyal ve genetik etkenlerin büyük bir katkısı olduğu düşünülür. Dikkat eksikliği yaşayan kişilerde ortak olarak beyin hasarına neden olan travma, genetik geçiş (kardeş ya da ebeveynlerde bulunması), anne karnında ya da erken yaşlarda farklı çevresel risklere maruz kalma, anne adayının hamilelik sürecinde sigara ile alkol kullanımı ve erken doğum gibi bulgular fark edilmiştir.
Bir çocuk gereksiz şekilde sağdan sola koşturarak sürekli olarak hareket halindeyse, sakin bir şekilde kalmayarak sürekli el ya da ayaklarını oynatıyorsa, gereğinden fazla konuşuyorsa bu belirtiler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna işaret edebilir. Hiperaktivite olmadan sessiz, çekinden, yavaş, dalgın ve kendi halinde çocuklara da bu bozukluk tanısı konulabilir. Hiperaktivite bozukluğu, genel olarak bebeklik döneminde ortaya çıkar ve okul öncesi dönemde belirginleşir. Genel olarak ön plana çıkan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite türleri şu şekilde sıralanabilir:
Genel olarak DEHB erkeklerde yaklaşık olarak iki kat daha fazla yaygındır. Ancak oranlar bozukluk türüne bağlı olarak değişebilir. Ağırlıklı olarak hiperaktif/dürtüsel tıp, erkeklerde 2 ile 9 kat daha yaygın şekildedir. Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip ise her iki cinsiyet arasında eşit olarak dağılmıştır. DEHB'ye ailesel olarak bir yatkınlık var gibi görünür.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu teşhisi için özgül bir tek test ya da tahlil ne yazık ki yoktur. Çocuğun akademik başarısını ya da sosyal etkileşimini etkileyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çok önemli bir rahatsızlıktır. Bu sorunun teşhis edilmesi ise psikiyatrik değerlendirme, çeşitli ölçüm araçları ile aileden ve öğretmenden alınan bilgiler ışığında konulabilir. 4 yaşından önce çocuğun mizacı ve davranışları çok sık değiştiği için sıklıkla okul çağında teşhis edilebilir. Bu yüzden hiperaktivite tanısı konulabilmesi için çocuğun 6 yaş ver üzerinde olması, mevcut olan belirtilerin ise 6 aydan uzun süre boyunca görülmesi gerekir. Ayrıca tanı aşamasında tiroid testleri, kan incelemesi, EEG ya da nörolojik inceleme bazen gerekebilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisi için aile, doktor ve okul arasında işbirliğine ihtiyaç duyulur. Her çocuk için öncelikler, yaşam alanı ve ailenin imkânları doğrultusunda bir tedavi planlanması gerekir. Çocuğu incitmeden güçlükleri hakkında bilgi sahibi olmak, tedavi sürecinde onay ve desteğini sağlamak öncelikli olarak kabul edilmelidir.
Davranışçı yöntemlerde, eğitim ve ilaç birbirine paralel şekilde uygulanmalıdır. Her çocukta ilaç tedavisi şart olmadığı gibi, gerekli vakalarda aileler ilaç kullanımı konusunda suçluluk ve kararsızlık gösterdiklerinden; bu durum bazen tedavi sürecinin gecikmesine, sorunların büyümesine, çocuğun yaralanması ya da etrafın etkilenmesine sebep olabilir.
Söz konusu olan ilaçlar doktor kontrolünde kullanıldığında ciddi bir yan etkiye ya da bağımlılığa neden olmaz. Bu yüzden ne kadar erken değerlendirilip üzerinde durulursa akademik hayatta hırçınlık, güçlükler, mutsuzluklar gibi ikincil sorunların gelişmesi o kadar engel olunabilir. Okul ve toplum hayatındaki yanlış bilgilerden kaynaklı, çocukların bu tanı ile dışlanmasına yönelik olan korkular erken değerlendirmelere engel olabilir.
Gün geçtikte toplumda ve okullarda, bu güçlü çocuklar artık doğru tanımakta; ''enerjik, yaratıcı, çabuk karar veren, hazırcevap, coşkulu ve pratik'' yönlerini öne çıkarabilecek şekilde kendine güvenden, çevreyle barışık, üretken bireyler olmasının kapısı aralanır.
Bu bozukluğun teşhisi için özgül bir test ya da tahlil yoktur. Tanı, aileden alınan öyküde bebeklikten bu yana tüm belirtilerin detaylı olarak incelenmesi, çocuğun bir gününün gözlenmesi ve okul ile öğretmenlerden alınan bilgiler doğrultusunda yardımcı psikometrik testler sayesinde konabilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; uygun olan eğitim desteği, aile danışmanlığı ve eğer gerekirse psikoterapi (bilişsel davranışçı terapi) ya da ilaç tedavisi ile yönetilebilir. Çocuk hali hazırda bir DEHB tedavisi görüyorsa, bu belirtiler sabit kalsa bile yolda en az iki defa olmak üzere düzenli şekilde bir uzmana görünmek gerekir. DEHB olan çocukların kolay şekilde anlayıp uygulayabilecekleri tutarlı ve kesin kurallara ihtiyaç duyulur. Bu kurallar şu şekilde sıralanabilir:
DEHB olan çocukların normal yaşamlarını sürdürmesine engel olacak kadar değişen ve sık şiddetli davranış sorunları olabilir. Bu kişilerde odaklanma, önceliklendirme de zorluk, ruh halinde değişim, öfke patlamaları, dürtüleri kontrol edememe gibi durumlar görülebilir.
Ayrıca dikkat eksikliğinde kişi aşırı odaklanma, güzel konuşma, yaratıcı olma ve çok fazla enerjiye sahip olma gibi özelliklere de sahip olabilir. DEHB'li kişiler, başka insanların değerli ve ilginç bulabileceği benzersiz bir bakış açısına sahip olabilir. Bu yüzden bu özellikleri kendi lehine çevirerek kullanabilirler.
Zehra Babadağı, DEHB tedavisi konusunda üst düzey kalite standartlarında çalışmalara imza atan nitelikli bir kurumdur. Alanında uzman kadromuzla güven ortamında bir sürece dahil olmak için sizde hemen Zehra Babadağı kalitesini deneyimleyebilirsiniz.