Depresyon, serotonin ve dopamin gibi kimyasal ileticilerin eksikliği veya dengesiz salınımıyla ilgili olduğu düşünülen ve yaygın olarak görülen bir duygu durum bozukluğudur. Çocukların depresyon yaşamadığı düşünülebilir ancak çocukluk çağında da depresyon görülebilir. Çocuklarda duygusal, davranışsal ve fiziksel semptomlara neden olan duygu durum bozukluğuna çocukluk çağı depresyonu denir.Çocuklukta yaşanan depresyon, genellikle isteksizlik haliyle kendini gösteriyor. Bu isteksizlik uyku ve iştahın bozulmasına yol açıyor, zamanla dikkatini toplamakta zorlanan çocuk, ruhsal bir çöküntü içerisine giriyor. Tüm bunları fark etmeleri için ailelere büyük sorumluluk düşüyor. Ebeveynlerin çocuklarının davranışsal tutumlarına ve söylemlerine dikkat etmeleri önem taşıyor.
Çocukluk çağı depresyonu; bebeklik dönemi, oyun dönemi ya da okul dönemi yaşanan dış etkilerin çocuğa yansıtılması sonucu yaşanan bir uyum sorunudur. Bunun yanında çocukluk çağında depresyon yaşayan çocuklarda yetişkinlik döneminde de yine depresif bir döneme girme, bipolar bozukluk tanısı alma ya da yeme bozukluğu gibi sorunların görülme olasılığı artmaktadır. Buna karşın dikkat dağınıklığı da çoğu zaman depresyon ile karıştırılabilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarının ruhsal sağlamlığını gözetmede çok dikkatli olmaları, bir sorun ile karşı karşıya kaldıklarında en kısa zamanda uzman desteğine başvurmaları önerilmektedir
Çocukluk depresyonu, derin üzüntülü bir duygu durumu içinde düşünce, konuşma, hareket ve fizyolojik işlerde yavaşlama ile durgunluk hali, değersizlik ve karamsarlık duygularına kapılmadır. Çocuk ve ergenlik dönemi depresyonu (ÇED) sık, tekrarlayıcı ve kronik bir seyir izleyebilen, ciddi morbidite ve mortaliteye sebep olabilen bir bozukluktur.
Çocuklukta yaşanan depresyon, genellikle isteksizlik haliyle ortaya çıkmaktadır. Ebeveynlerin çocuklarının davranışlarına ve söylemlerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Çocukluk depresyonu belirtileri genellikle şu şekilde kendini gösterir:
Bebekler ve çocuklar, davranış dilini kullanmaktadır. Bu nedenle çocuklarda ve bebeklerde davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Örneğin; çocuğun gelişiminin aksaması ve belli dönemlerde çocuğun kazanması gereken becerileri kazanamayışı, yürümenin gecikmesi, tuvalet alışkanlıklarının gecikmesi ve motor becerilerinin aksaması gibi gecikmeler de söz konusu olabilir.
Çocukluk dönemi depresyonu, farklı şekillerde kendini gösterebilir. Çocuğun duygu ve davranışlarını etkileyebilirken, çocuk; dikkatini toplayamaz, genel olarak isteksizdir, uyku ve iştahında bozulmalar yaşanır. Çocukluk depresyonu tedavisi, çocuk psikiyatri uzmanı tarafından yapılmaktadır. Çocuğun depresyon durumuna bağlı olarak uygulanacak tedaviye psikiyatri uzmanı karar verir.
Çocukluk çağı depresyonu, bebeklik dönemlerinde görülmeye başlayabilir. Bunun en büyük nedeni annenin yokluğudur. Bebeklerin doğduktan sonra anneleriyle göz teması ve tensel temas kurmaları güven duygusunun gelişimi için çok önemlidir. Annenin yokluğu çocuklarda bu bağın kurulmasında sorunlar oluşmasına ve depresyon belirtileri görülmesine sebep olur. Güven duygusunun gelişmemesi kişilerin yetişkinlik dönemlerde de depresyona girmesine sebep olabilir.
Çocukluk çağı depresyonunun oluşmasındaki en büyük sebeplerden biri anne ya da babanın vefat etmesidir. Anne ve babanın eksikliğiyle büyüyen çocuklar yalnızca çocukluk dönemlerinde değil yetişkinlik dönemlerinde de depresyona girebilirler.
Aile ve çocuk arasındaki iletişim çocuğun gelişi açısından oldukça önemlidir. Aileleri tarafından baskı altında olan çocukların, aileleri tarafından tutarsız tavırlara ve yanlış bir ödül-ceza sitemine maruz kalan çocukların veya çatışmalı bir aile ortamında büyüyen çocukların depresyona girme riski oldukça yüksektir. Ailelerin çocuklarına karşı ilgisiz olması ya da aşırı ilgili ve korumacı tavırlar sergilemesi de depresyon oluşmasına yol açabilir.
Çocukluk çağı depresyonunu tanımak zor olabilir. Çocukluk çağı depresyonunun belirtileri arasında üzüntü, umutsuzluk, sinirlilik, öfke patlamaları, yorgunluk, enerji kaybı, ilgisizlik, zevk alamama, uykusuzluk veya aşırı uyuma, iştah kaybı veya aşırı yeme, baş ağrısı veya karın ağrısı gibi fiziksel şikayetler yer alabilir. Bazı çocukların okul performansında düşüş olabilir, çocuk arkadaşlarından uzaklaşabilir.
Depresyon ani ya da yavaş yavaş başlayabilir, kısa ya da uzun sürebilir. Çocuklar depresyonda olduğunu fark edemeyebilir veya ifade etmekte zorlanabilirler. Bu nedenle çocukluk dönemi depresyonu sıklıkla teşhis ve tedavi edilmez. Ebeveynler, çocukluk çağı depresyonu belirtileri konusunda bilinçli olmalı ve çocuklarındaki değişiklikleri dikkatle izlemelidir. Çocukluk dönemi depresyonunun, yetişkinlikte de görülen, farklı türleri vardır:
Çocuklarda depresyonun tedavisi, semptomların şiddetine ve bireysel ihtiyaçlara bağlı olarak farklı yöntemlerin uygulanmasını gerektirir. Çocukların depresyonla başa çıkmasına yardımcı olmak için çeşitli terapi ve tedavi seçenekleri mevcuttur:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, çocuklarda depresyonun en etkili tedavilerinden biridir. Bu terapi yöntemi, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye ve daha sağlıklı davranışlar geliştirmeye odaklanır. Çocuk, terapist ile birlikte düşüncelerini ve duygularını keşfederek depresyonun nedenlerini anlamaya çalışır.
Oyun Terapisi: Oyun terapisi özellikle küçük çocuklar için uygun bir tedavi yöntemidir. Oyun terapisi çocuğun duygularını ve düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olur. Terapist çocukla oyun oynayarak, çocuğun iç dünyasını daha iyi anlamasını sağlar ve ruh sağlığını iyileştirir.
İlaç Tedavisi: Çocuklarda depresyon tedavisinde ilaçlar kullanılabilir, ancak bu genellikle şiddetli depresyon vakaları için tercih edilir. Antidepresan ilaçlar çocuğun duygusal durumunu dengelemeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi çocuk psikiyatrisi uzmanı tarafından dikkatlice izlenmeli ve dozaj ayarlamaları düzenli olarak yapılmalıdır. Ebeveynler ilaçların yan etkilerini takip etmeli ve doktor ile sürekli iletişim halinde olmalıdır.
Aile Terapisi: Aile terapisi, depresyon yaşayan çocuğun ailesinin de tedavi sürecine dahil edilmesini sağlar ve aile üyelerinin iletişiminin yanı sıra ilişkilerinin de güçlenmesine yardımcı olur. Ayrıca çocuğun yaşadığı zorlukları anlamalarına ve çocuğa destek olmak için etkili yollar bulmalarına da yardımcı olabilmektedir. Aile terapisi çocuğun çevresini sağlıklı bir destek sistemi haline getirebilir.
Çocuklarda ve ergenlerde depresyon tedavisinde ailenin tutumu, sürece katkı sağlaması beklenir. Tedavide şema terapi, çocuk merkezli oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, EMDR terapisi, çözüm odaklı terapi, aile terapisinin teknik yöntemleri uygulanır.Uzm.Zehra Babadağı kliniğimizden destek almak için iletişime geçebilirsiniz.
Çocuğun anne ve babayla kaliteli zaman geçirmesi önemlidir. Depresyon sürecinde bireysel paylaşımlar çok kıymetlidir, çocuğa değer gördüğünü ve sevildiğini hissettirir. Çocukla oyun ve etkinlikler planlanabilir ve her iki tarafın da tatmin olacağı zamanlar yaratılabilir. Sinema veya tiyatroya gitmek gibi aktiviteler planlanarak çocuğun daha iyi hissetmesine destek olunabilir. Depresif çocuk ve ergenlerin tedavisinde psikoterapi ilk seçilecek yöntemdir.
Geçirilmiş depresif atak sayısı, depresif atakların özellikleri, çocuğun yaşı, aile içi çatışmanın varlığı ve derecesi, çocuğun bilişsel özellikleri ve eşlik eden ruhsal bozukluk tanılarına göre psikoterapi türünü belirlemek gerekir. Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimine göre oyun terapisi, bireysel terapi, grup terapisi ve aile terapisi uygulanabilir.
Küçük çocuklarda oyun terapisi, daha büyük çocuk ve ergenlerde bilişsel davranışçı terapi ve grup terapisi daha fazla tercih edilen yöntemlerdir.
Uzm.Zehra Babadağı kliniğinde uzman ekibi ile birlikte hizmet vermektedir. Kıymetli çocuklarınız için birçok farklı konularda destek almayı düşünüyorsanız bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.
Çocuklarda ve ergenlerde depresyonun tanısı koyarken, diğer bozukluklardan ayırt edilmesi oldukça önemlidir. Depresyonu taklit eden veya depresyona neden olan biyolojik durumların ayırt edilmesi gerekir. Çocuklarda ve ergenlerde depresyon, anksiyete bozukluğu, uyum bozukluğu, ergenlerde madde kullanımı, erken başlangıçlı şizofreni gibi bozukluklardan ayırt edilmelidir.Çocuklarda ve Ergenlerde depresyon tanısı koyabilmek için anne ve babadan alınacak detaylı anamnez (öykü) oldukça önemlidir. Aynı zamanda okuldan alınacak bilgilerde doğru tanı için yol gösterici olabilmektedir. Çocuklarda ve Ergenlerde depresyon tanısı için belli psikolojik test ve envanterler kullanılabilmektedir. Değerlendirmenin önemli noktası semptomların ne zaman ve nasıl başladığı, yaş gelişim döneminde beklenen bir durum olup olmadığı, günlük yaşamanın işlevselliğini ne kadar etkilediğinin sorgulanmasıdır. Bu değerlendirmelerden sonra çocuk-ergen psikiyatri hekimi tarafından tanı konularak, tedavi yöntemleri önerilir.