Travma; hayatın akışı içerisinde, hiç beklenmedik bir anda insanın dayanma gücünü zorlayan ya da aşan durumlar olarak ifade edilebilir. Çocuk ve ergenlerde ruhsal travma oluşmasına, çocuğun olayı kendi yaşamına ya da başka birinin yaşamını tehdit olarak algılaması son derece önemlidir. Yani olay ne kadar direkt tehlike oluşturuyorsa, ruhsal dünyada etkisi de o derece büyüktür.
Travmaların büyük bir bölümünde doğal afetler ön plandadır. Hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan yangın, sel, deprem gibi bir felaket; çocuğun yaşamı farklı ölçülerde etkileyebilir. Çocuğun yaşamının o günde sonra bir daha eskisi gibi olmamasına neden olabilir.
Travmaya sebep olan durumlar bazen insan eliyle çıkmış da olabilir. Bu gibi olaylar arasında tecavüz, hırsızlık, kaza, tacizler ve bir vahşete şahit olmak sayılabileceği gibi, çocuğun okul döneminde yılsonu gösterisinde rolünün unutulması da sayılabilir. Travmaları bazı durumlarda sadece bir kez ve kısa bir dönem içerisinde gerçekleşir. Bunlara örnek olarak kazalar, afetler, taciz verilebilir. Bazı durumlarda ise travma daha uzun dönemi kapsar. Örneğin uzun dönemli tacize uğramak, mültecilik, rehin alınmak ve savaşa dâhil olmak gibi.
Travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi için direk olarak travmatik olayı yaşamaya ya da başkalarının başına gelmesine tanıklık etmeye ihtiyaç yoktur. Aile yakınının ya da herhangi bir arkadaşın başına travmatik bir olay geldiğini öğrenme uya da travmatik olayın olumsuz ayrıntılarıyla yineleyici bir şekilde aşırı derece karşı karşıya kalma travma sonrası stres bozukluğu yaşamaya neden olabilir.
Genel olarak travma sonrası yaşanan stres bozukluğu belirtileri arasında artmış uyarılmışlık, yeniden yaşantılama, kaçınma davranışı ve mood ve bilişte kalıcı olarak negatif şeylerin yaşanmasına neden olabilir. Genel olarak çocuk ve ergenlerde travma durumlarında erişkinlerle buna benzer tepkiler gösterir. Ancak farklı olarak bulunduğu yaşın özelliğinden kaynaklı travmanın kendisinin suçu olduğu ifade edilebilir. Bebeksi konuşma ve bu şekilde tavırlar sergileyebilirler. Anne ve babalarından ayrılmaya karşı daha çok tepki gösterebilirler. Kazanılmış becerilerinde psikosomatik ve kayıp belirtiler görülebilir.
Yeniden yaşantılama belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Artmış uyarılmış belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Travma için risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
Travmatik olay sonrasında çocuğun yaşamında hayal ile gerçek, içsel deneyim ve dışsal deneyim arasında sınırlar belirsizleşirler, hayat karmaşık ve potansiyel tehlikelerle dolu olarak algılanabilir. Çocuğun yaşamında bilinen ve tanıdık olanların çok büyük bir kısmı bilişsel olarak bozulma yaşayabilir. Travmanın biçimine bağlı olarak çocuğun tepkisi değişir. Örneğin şiddetli derece bir travmatik olay çocuğun yetişkinlere olan güveni yaralar. Çocuk bu durumda öfke duygusu yaşar ya da bazı durumlarda bu olaya neden olan kişi olduğunu düşünerek kendini suçlar. Bundan sonra utanç duygusu ortaya çıkar. Büyük bir korkuya ya da şoka neden olan travmatik olaylarda çocuk tepkisini hemen verebileceği gibi, bu tepki zaman içerisinde de ortaya çıkabilir.
Ergenlik zamanında zihin genel olarak intihar, ölüm, kötü davranışlar sergileme, çevreye yabancılaşma gibi şeylerle ön plana çıkar. Travmatik olay sonrasında ergen bu davranışlara yönelmesi ya da bu davranışlarda çoğalma görülmesi yüksek ihtimaldir. Çocuklarda ve ergenlerde yaşanan travmatik olay ve yas durumunda verilen tepkilerin yoğunluğu, şekli gibi unsurlar farklılık gösterir.
1-5 yaş: Bu dönem içerisinde çocuklar travmayla karşılaştığında anne ve babalarıyla çoğu zaman fiziksel ve duygusal olarak yakın olma ihtiyacındadır. Uyku ve iştahta bozulmalar, konuşmada zorlanmalar ve tik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Öfke patlamaları, kaygı, irkilme, yaygınlaşmış içe kapanma ve korku gibi belirtiler sergileyebilir. Çocuklar ruhsal gerileme göstererek daha çok bebeksi davranışlarla bütünleşme eğiliminde olabilirler,
6-11 yaş: Travmatik kayıp ve olaylar karşısında bu dönem çocuklarında okula ilgi ve başarı oranında azalma, evde ve okulda saldırgan davranışları kardeş ve arkadaş kıskançlığı, aşırı hareketlilik, travmatik olayı oyunlarla sürekli olarak tekrar etme gibi rahatsızlıklar görülebilir. Buna ek olarak iştahta bozulmalar ve uykuda sorunlar yaşanabilir. Karın ve baş ağrısı görünebilir. İlişki kaçınmak, kendine dönük öfke yaşanan, ani öfke patlamaları, travmatik olayı hatırlayıp korkma, suçluluk hissetme; suç ve suçlulukla, ölüm konularını sürekli olarak düşünme gibi zihinsel ve duygusal belirtiler yaşayabilir,
12-18 yaş: Bu dönem içerisinde travma ve bir kayıp karşısında akademik başarıda düşük, okul ya da evde daha isyankar davranma, sorumlulukları ihtimal etme eğilimi, suça yönelme eğilimi, riskli davranışa, madde ve alkol kullanma gibi davranış sorunları yaşanabilir. Ayrıca yeme ve uyku sorunları, mide-bağırsak ve cilt problemleri, baş ağrıları, sebebi belirsiz olan ağrılar ve kendini halsiz hissetme gibi fiziksel sorunlar yaşanabilir. Sosyal olarak kişinin içine kapanması, yakın ilişkilerde beklenmeyen ani olumsuz davranışlar göstermesi, sosyal etkinliklerde azalma, karşı taraftan öç alma isteği, kaygı ve depresyon belirtisi yaşama, sürekli olarak kendini ve yaşam standardımı düşünme gibi duygusal sorunlar gözlenebilir.
Çocukluk travmalarının uzun dönem sonuçlarına bağlı olarak anne-baba tutumlarının etkisi son derece yüksektir. Bu yüzden anne ve babada terapiste zaman zaman katılım sağlar. Eğer onlar tetiklenirse, anne ve baba ile birlikte çalışılması gerekir. Travma üzerinde yapılan araştırmalar, çocukların olayları anne ve babalarının ya da diğer yetişkin kişilerin gözünden algıladıklarını gösterir. Çocuklar aslında büyükler üzerinden travmayı deneyimler.
EMDR yönteminin çocuklarda direkt olarak yansıması çok etkili ve hızlı olur. Çocuk ve ergenlerde travma; EMDR yöntemiyle çalışırken sözel ifadeler, kognisyonlardan çok hayal gücü ve açık net ifadeler kullanmak gerekir.
Çocuk ve ergenlerde ruhsal travmanın etkilerinin azalması için anne ve babaların evde yapabileceği şeyler şu şekilde sıralanabilir:
Aile bireyleri arasında var olan sevgi bağı ne kadar güçlü olursa, olağanüstü durumlar o kadar az sarsar ve yaşadığınız travma o kadar az olacaktır. Çocukla anne arasında yaşanan güvenli bağlanma, travmaya antikor etkisi yapar ve çocuğu korur.
Çocuk ve ergenlerde travma sonrası tedavi sürecinde uzman desteği almak çok önemlidir. Zehra Babadağı; üst düzey kalite standartlarında çalışma sistemi ile huzur ve güven ortamında tedavi ve terapileri hayata geçiren nitelikli bir kurumdur. Sizde Zehra Babadağı kalitesini yaşamak ve çok daha sağlıklı yaşama adım atmak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.