Çocukların bu dönemde ilgi alanları çok daha çeşitlenmiştir, farklı konulara eğilimler, yeni meraklar ve hızlı değişimler bu dönemde görülmektedir. Çocuk artık duygu ve düşüncelerine daha hakim olabilir hale gelmiştir, duyguları ve düşünceleri bu dönemde dengededir.

Erkek çocuklar bu dönemde anne babaya olan sevgilerini belli etme konusunda birazcık kabuğuna çekilirler. Kız çocuklarında ise yavaş yavaş ergenlik belirtileri gözlemlenebilir. Onlar için artık beğenilmek, övgü almak, yeni tecrübeler kazanmak daha belirgin bir ihtiyaç haline gelmiştir.Bu dönemde çocukların kendilerini algılayışı değişmeye başlar. "Kimlik arayışı" içine girerler. Benliklerini yapılandırdıkları bu dönemde yeteneklerinin üstünde başarı ve sosyal beceri beklemek, onların kendilerine ilişkin olumsuz tutumlar geliştirmelerine ve yetersizlik duygusu yaşamalarına neden olur.

10-yas-cocuk-psikolojisi.jpg

Kapasitesi ölçüsünde başarı bekleyip bunu önemsemek çocuklarda başarı ve yeterlilik duygusunun gelişimini sağlayacaktır. Aynı zamanda arkadaşlar onlar için çok önemli bir modeldir, bu nedenle akran etkileşimi sosyal yaşamlarının merkezi konumundadır. Karşı cinsle iletişimleri artar. Duygusal bir dönemdedir,özellikle fiziksel görünümleri konusunda çok hassastırlar. Çocuk çevresi ve ailesi tarafından fark edilmeyi ve takdir edilmeyi son derece önemser bu dönemde. Duygusal olarak bu dönemde genel bir denge hakim olsa da öfke, mutluluk, kıskançlık gibi duygular hızlı değişimler gösterir fakat bu değişimler kararsızlık değildir kısa sürelidir.

10 Yaş Çocuklarında Duygusal Gelişimleri

10 yaş çocuğu neler hisseder, duygu durumu genel olarak nasıl olabilir? Açıklayalım:

Kişisel farkındalık da artış;

Ergenliğe girişle gerçekleşen fiziksel gelişmelerin etkisiyle birlikte, 10 yaş çocukların kişisel farkındalığında bir artış görülecektir. Bu yaştaki çocuklar dış görünüşlerine daha fazla önem vermeye başlayabilir, kendilerini çeşitli şekillerde ifade etmek isteyebilirler. Günlük hayatta bunu çocuğun bazı kıyafetleri giymek isteyip diğerlerini giymek istememesi olarak görebilirsiniz.

Kabullenilme isteğinin yoğunlaşması;

10 yaş çocuklarının duygusal gelişimine sosyal yaşantılarının da büyük etkisi vardır. Bu yaştaki bir çocuk, hem ergenliğe yaklaşmanın etkisiyle hem de okul gibi ortamlarda sosyal çevrelerinin genişlemesi sonucu yoğun bir kabullenilme isteği deneyimleyenler. Bu da çocuğun etrafına adapte olmak için daha çok uğraşması demektir. Ancak ebeveynler dikkatli olmalıdır, çünkü bu durum akran baskısınada yol açabilir. Özgüvende gelişme ;

10 yaş çocuk gelişiminde bir diğer önemli unsur da çocuklarda özgüven konusudur. Her çocuğun özgüveninde kendine özgü gelişmeler yaşanacak olsa da, genellikle bu yaştaki çocuklarda bir özgüven artışı görülür. Ancak eğer çocuğun özgüveninin düşük olduğu fark edilirse de 10 yaş bu konuda çocuğa yardımcı olmak için gayet iyi bir zamandır.

Başkalarının duygularını anlayabilmek;

Az önce, 10 yaş çocukların eleştirel düşünme yoluyla olayları farklı perspektiflerden görebileceğini anlatmıştık. Aynı durum duygular için de geçerlidir. 10 yaşındaki bir çocuk, etrafındaki insanların duygularını daha iyi anlayabilir. Bunu da beden dili ve yüz ifadeleri aracılığıyla yapılacaktır.

Bir diğer deyişle, 10 yaş çocuk gelişimi özellikleri arasında empatinin kuvvetlenmesi bulunur. Kendisine doğrudan söylenmese bile 10 yaş çocuğu, karşıdakinin ne hissettiğini anlayabilir.

10 Yaşındaki Çocuklarda Duygusal ve Davranışsal Sorunlar

Çocuklar genelde, başarılı olabilecekleri ve kendilerini mutlu hissedecekleri etkinlikler ararlar. Yüksek benlik duygusuna sahip çocuk kendisine gerçekçi hedefler koyabilen ve bunları gerçekleştirebilen yetenekli bir birey olarak algılayacaktır. Düşük benlik saygısına sahip çocuksa yaşantısında kapasitesinin daha altında hedefler belirleyecektir. Çocukların, kendilerini olumlu benlik imajı ile algılayış biçimleri, onların doğru alışkanlıklar kazanmasına, güven duygusunun perçinlenmesine, başarılı olmaya odaklanmasına ve mutlu bir çocuk olmasına neden olur. Olumlu benlik imajı geliştirmede en etken çevre aile ve okul ortamıdır. Anne- Baba- Öğretmen etkisinin 10-11 yaş dönemindeki bir çocuk için önemini bilerek, tutum ve davranışları düzenlemekte yarar vardır.

Çocuklarımızda;

  • Okulda ve evde gereğinden fazla hareketlilik gözlemleniyorsa, (Son 6 aydır aşağıdaki bulgular gözleniyorsa)
  • Oturma sırasında el ve ayaklarını sürekli oynatmak. Kıvranma hareketi yapmak.
  • Bir süreliğine de olsa bulunduğu pozisyonu koruyamamak.
  • Bir çalışma yaparken oluşan dış etkenlerden çabuk etkilenmek.
  • Grup eylemlerine katılma güçlüğü.
  • Bitmesini beklemeden soruları yanıtlamak veya soru sormak.
  • Oyun aktivitelerinde dikkat yetersizliği.
  • Bir aktiviteden diğerine geçmek.
  • Sakin olarak oynama güçlüğü.
  • Bir işe odaklanma ve işi sürdürme konusunda sıkıntı yaşıyorsa,
  • Yaşıtlarının yapabildiği aktiviteleri yapmakta sıkıntı çekiyorsa,
  • Uyku ve yeme problemi varsa,
  • Arkadaş edinmede sıkıntı yaşıyor, okuldaki boş zamanlarını çoğunlukla yalnız geçiriyorsa,
  • Gece veya gündüz alt ıslatma sıkıntısı yaşıyorsa,
  • İçe kapanıklık veya saldırgan davranışlar gözleniyorsa,
  • Tikler, Kekemelik gibi konuşma bozuklukları veya fobik reaksiyonlar varsa, bir uzmana danışmanız ve önerileri doğrultusunda yaşantınızı düzenlemeniz

çocuğunuzun içinde bulunduğu gelişim dönemini daha sağlıklı yaşamasına neden olur. Gelecek dönemlere özellikle ergenlik dönemine sağlıklı giren çocukların, dönemsel sıkıntıları daha kolay atlattıkları bilinmektedir.

10 Yaş Çocuklarında Sorumluluk Bilinci Nasıl Geliştirilir?

Anne-baba olarak küçük yaştan itibaren ilk önce çocuğun kendi ile ilgili sorumlulukları (üstünü giymek, oyuncaklarını toplamak vb.) öğrenmesini desteklemek, 10 yaş grubundaki çocuklar için verilebilecek sorumluluklar ve sorumluluk bilinci nasıl geliştirilir yazımızın devamında bahsetmektedir.

Sorumluluk Kazandırmada Anne Babaya Düşen Görevler;

  • Bilgilendirme: Çocuğun davranışında istenen değişimin gerçekleşebilmesi için önce, çocuğun
  • bu değişim hakkında nedenleriyle birlikte bilgilendirilmesi gerekir.
  • Takip: Bilgilendirmeden sonra, çocuğun söz konusu davranışı gösterebilmesi için ona bir süre tanınması gerekir.
  • Geri bildirim: Eğer istenen sorumlu davranışın sayısında artış varsa uygun pekiştireçlerle
  • motive edilmeli, eğer beklenen sorumlu davranışın ortaya çıkmasında sıkıntılar varsa, bu sıkıntılar ve olası nedenlerinin çocukla paylaşılması gerekir.
  • Hatırlatma: İstenen davranış eğer gerçekleşmiyorsa yeniden hatırlatma sürecine gidilmelidir.

Çocuğunuz sizinle işbirliği yapsa da yapmasa da koşulsuz sevgi, onay, ona değer verdiğinizi ve onu kabul ettiğinizi gösterin.

Çocuğunuzun kendi davranışlarının sorumluluğunu almasını ve iyi gitmeyen davranışlarını değiştirmesini, kendi basına düşünmesini, kendi sorununu çözmesine fırsat verin.

Çocuğunuzun yaşına ve bulunduğu gelişim dönemine uygun sorumlulukve görevler verin.

Bunlardan bazı verilebilecek sorumluluklar şu şekildedir;

  • Kendi yatak çarşaflarını değiştirmek,
  • Çamaşır makinesini çalıştırmak,
  • Yardım almadan bulaşık makinesini yerleştirmek ve çalıştırmak,
  • Kendi başına listelenmiş malzemeleri bakkal, çarşıdan almak,
  • Kendi randevularını (dişçi, antrenman gibi) takip etmek,
  • Doğum günü ya da özel günleri planlamak,
  • Basit yaralanmalarla başa çıkmak,
  • Kimse söylemeden belirli görevleri yerine getirmek,
  • Para biriktirip uzun vadede almak istediklerini planlama.

10 Yaşındaki Çocuğunuzda Sınırlar ve Kurallar

Çocuklar doğdukları ilk andan itibaren oldukça konforlu bir yaşam sürerler.Genellikle pek çok ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanır. Çocuk, kendini rahat hissettiği, çok sevildiğini ve değer gördüğünü bildiği, sınırların olmadığı bir ortamda, yaşamın getirmiş olduğu gereklilikleri yerine getirmek istemez. Bunları deneyimleyerek öğrenmek ister. Sınırları belirsiz olan deneyimleme her zaman olumlu ve zararsız şekilde sonuçlanmayabilir, o yüzden çocuklara daha güvenli ve çerçeveli bir alan yaratırız. Bu alan içerisinde deneyimlerinin sonucu olumlu da olsa olumsuz da olsa sonuçla daha zararsız bir şekilde yüzleşir.

Sınırları oluşturmadan önce, sınır koymaktaki hedefimizin ne olduğunu, bu noktada sınır koymaya gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını, koyduğumuz sınırların çocuğun doğasına uygun olup olmadığını detaylıca düşünmeliyiz. Bu sorulara cevap verdikten sonra gerçekten sınır koymayı karar verirsek;

  • Sınırlar oldukça kısa, az sayıda ve net olmalıdır.
  • Çocuğun yaşına ve içinde bulunduğu gelişim dönemine uygun olmalıdır.
  • Sınırlar tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Çocuğumuzun evde yalnızca 1 saat ekrana bakmasına izin verirken, dışarda bunu saatlerce yapmasına göz yummak çocuğun kafasının karışmasına ve sınırların önemini yitirmesine sebep olur. Anne babanın kendi içinde tutarlı olması da oldukça önemlidir. Ebeveynlerden biri evet derken diğerinin hayır demesi oldukça yanlış bir tutumdur.
  • Çocuğu tehdit etmek yerine olayın sonuçlarından haberdar etmek gerekir. (Örn.''ona vurmayı bırakmazsan seni öğretmenine şikayet ederim'', demek yerine bedele odaklamak, ''ona vurmayı bırakmazsan, onu elinden almak zorunda kalırım'')
  • Sınır koyarken odaklanmamız gereken kişi çocuktur,sorumluluk çocuktadır, o yüzden ''biz'' kelimesini kullanmıyoruz. (Örn.''Biz onu yere vurmuyoruz'' değil, ''O yere vurmak için değil'', diyoruz.)

Çocuğunuza nasıl kural koyacağınız belirli bir yaklaşımı gerektirir. Burada önemli olan kendinize bu kuralı neden ve nasıl kural koyacağınızın cevabını verebiliyor olmanızdır. Kurallar keyfi değil, çocuğunuzun gelişimine katlı sağlaması ve sağlıklı olması içindir. Ayrıca kurallar çocuğunuz ve sizin aranızdaki huzuru sağladığı için anne ve baba ile çocuğa bakım veren kişilerin ruh sağlığı için de önemlidir. Uzm. Dr. Zehra Babadağı kliniğinden bir ebeveyn olarak faydalanmak için iletişime geçebilirsiniz.

Ergenlik Öncesi Dönemde 10 Yaş Çocuklarının Zorlukları

10-12 yaş aralıkları ön ergenlik dönemi olarak tanımlanan erinlik dönemine denk gelmekle birlikte, günümüzde beslenme ve sağlık şartlarının iyileşmesi, anne babaların daha eğitimli olması ve daha uygun koşullarda gelişmenin, büyüme ve olgunlaşmanın sağlanması sebebiyle ergenliğin bu yaş aralıklarına kadar inebildiği gözlenmektedir. Ayrıca araştırmalar, ergenlik yaşının daha erken yaşlara inmesinin; besinlerdeki hormonların vücut üzerinde yaptığı etkiden ve medyanın etkisiyle çocukların cinsel içerikli materyallerle erken yaşlarda karşılaşmalarından kaynaklı olduğunu da göstermektedir. Bu sebeple bu yazıda 10-14 yaş aralığı ergenlik dönemi olarak kabul edilmiştir.

  • Tanıdık Geliyor mu?
  • Ben artık çocuk değilim.
  • Neden istediğim gibi davranamıyorum?
  • Yalnız kalmak istiyorum.
  • Bana karışmayın.
  • Bana ne zaman ders çalışacağımı hatırlatmayın.
  • Beni kimse anlamıyor.
  • Çocuğum, bunca yıldır yetiştirdiğim çocuk mu?
  • Neden böyle davranıyor? Neden beni dinlemiyor?
  • Nerede yanlış yapıyorum?

Bu soruların cevabı çocuğunuzu tanımaktan ve anlamaktan geçer. Çocuğunuzu anlayabilmeniz için öncelikle onun yaşadığı değişimleri bilmeniz gerekir.

Çocuğun algısının ve analiz yeteneğinin gelişmiş olduğu bu dönemde kendini tanıması, özelliklerini, yeteneklerini, ilgilerini ve ihtiyaçlarını fark edebilmesi imkanları sunulmalıdır. Çocukların son derece merak dolu ve gelişime açık olduğu bu dönemde onların bütün soruları sabırla ve mantıklı bir şekilde cevaplanmalıdır. Onların duygularını ve düşüncelerini önemseyerek etkin bir şekilde dinlemek gerekmektedir. Çünkü bu dönemde çocuklar kendilerini sürekli ebeveynlerine ifade etme gereği hissederler.

İletişim Formu
Bizimle İletişime Geçebilirsiniz